|
|
 |
|
YAZILARIM |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
PKK NEDEN BİTİRİL(E)MİYOR
1-TÜRKİYE BAĞIMSIZ BİR DIŞ POLİTİKA OLUŞTURAMIYOR
2-SÜREKLİ DIŞ BORÇLARI KASITLI OLARAK ARTIRILARAK DIŞ POLİTKADA ETKİLİ OLAMIYOR
3-ORTADOĞUDA OYNANAN SATRANÇTA RAKİPLERİNİN HAMLELERİNİ KESTİREMİYOR
4- İÇSORUNLARI ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR (EKONOMİK-SOSYAL-SİYASAL)
5-PKK NIN VARLIĞI HEM DIŞ GÜÇLERİN HEMDE (BAZI) İÇ GÜÇLERİN GÜÇLERİNE GÜÇ KATTIĞI İÇİN BU KURUMLAR BİTİRMEK İSTEMİYOR
6-PKK ARTIK BİR TAŞERON ÖRGÜT HALİNE GELDİĞİ İÇİN BİTİRİLMEK İSTENMİYOR
|

Başbakan Erdoğan'ın "Mahrem anlaşmalar ilan edilmez" açıklaması ve ABD Büyükelçisi Wilson ile 2 Kongre üyesinin Kürt kökenli siyasetçilerle yaptığı toplantıda nabız yoklaması, "Ortadoğu'da sınırların yeniden çizilmesini öngören plan uygulanmaya başladı" yorumlarına neden oldu.
Son günlerdeki gelişmeler, geçen yıl temmuz ayında ABD Silahlı Kuvvetleri dergisinde yayımlanan ve Ortadoğu'da sınırların yeniden çizilmesini öngören planın uygulanmaya başladığını gösteriyor. ABD'nin Kürt açılımı, Kuzey Irak'ta meydana gelen gelişmeler ve Türkiye'ye yönelik dayatmalar planın uygulama aşamasında olduğunu kanıtlıyor
Cumhuriyet, ABD Silahlı Kuvvetleri dergisinde yayımlanan Ortadoğu'da sınırların yeniden çizilmesi gerektiğini savunan yazıyı ve haritayı 7 Temmuz 2006 tarihinde gündeme getirmişti. Haritaya göre Irak üçe bölünüyor ve büyük bir Kürt devleti öngörülüyor. Emekli Yarbay Ralph Peters'ın yazısında da "Azınlıkların durumu gözetilerek yeni sınırlar çizilmeli'' görüşü savunuluyordu.
Geçen yıl, ABD ve Türkiye dışişleri bakanlarının, birbirlerinin çıkarlarını gözeteceklerini vurgulayan bir ortak strateji belgesine imza attıkları hafta, Amerikan Silahlı Kuvvetleri dergisinde (Armed Forces Journal-AFJ) yayımlanan bir yorumda, önümüzdeki yıllarda, Ortadoğu'da istikrarın sağlanabilmesi için sınırların yeniden çizilmesi gerektiği, bu süreçte, birçok ülkenin yanı sıra Türkiye'nin de kaybedenler arasında yer alacağı yönünde bir öngörüde bulunulmuştu. Emekli yarbay Ralph Peters AFJ dergisindeki yazısında, Ortadoğu'da istikrarsızlıkların en önemli nedeninin, Avrupalıların kendi çıkarları doğrultusunda, gelişi güzel çizdikleri sınırlar olduğunu savunmuştu. Peters, bu sınırların bölgedeki azınlıkların durumu göz önüne alınarak yeniden çizilmeden istikrarsızlıkların sonunun gelmeyeceğini savunmuştu.
Barzani öne çıkarılıyor Peters'in bu yazısı ABD'nin aklından geçen planların bir yansıması olarak değerlendirilmişti. Temmuz 2006'dan bugüne yaşananlara bakıldığında ise Peters'in öngörülerinin gerçekleşmeye başladığı göze çarpıyor. Son günlerde yaşanan gelişmeler de bunu doğruluyor. ABD'nin yeni bir Kürt planını gündeme getirmesi, Türkiye'den Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzani 'yi tanımaya yönelik adımlar atmasını istemesi dikkat çekiyor. ABD, Barzani eliyle PKK'yi etkisizleştireceğini öne sürerek, Türkiye'yi Kuzey Irak'tan uzak tutuyor. Irak parçalanmaya doğru giderken, kuzeyinde adım adım Kürt devleti oluşturuluyor. Barzani öne çıkarılıyor, PKK'nin kuşatıldığı yayılıyor. Günlerdir bir planın varlığından söz edilmesi ve ayrıntılarının duyurulmasına karşılık AKP'den olumsuz hiçbir açıklama gelmemesi de dikkat çekiyor. AKP yöneticileri Kürt planına ilişkin soruları geçiştiriyor. Bu durum AKP'nin ABD'nin planlarından haberdar olduğunun da bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Cumhuriyet
'İşgal edilmiş bölge'!
Yazıda Türkiye, Suriye, İran ve Irak'ta yaşayan, nüfusları 27-36 milyon arasında olduğu hesaplanan Kürtlerin bağımsız bir devlet sahibi olması gerektiğine özellikle vurgu yapıldıktan sonra, bu "Bulgaristan'dan Japonya'ya kadar uzanan bölgede en Batı yanlısı ülke olacaktır'' denilmişti. Peters Türkiye'nin beşte birini oluşturan doğusunun "işgal edilmiş bir bölge" olarak görülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Peters, yazısına ek olarak Büyük Ortadoğu bölgesine ait, biri bugünkü diğeri de gelecekteki, olası ve olması gereken sınırları gösteren iki harita da yayımlanmıştı. Bu haritalarda, Irak'ın üçe bölündüğü, Türkiye, Suriye, İran, Pakistan, Suudi Arabistan'ın büyük ölçüde toprak yitirdiği gözlenmişti. Buna karşılık, İran, Irak, Suriye, Türkiye'den kopan parçalar üzerinde büyük bir Kürt devletine yer verilmişti. Bu yazı Cumhuriyet tarafından 7 Temmuz 2006'da haritasıyla birlikte manşetten duyurulmuş ve kamuoyunda geniş yankı bulmuştu.
BEKLEYİP GÖRELİM BAKALIM.MEVLAM BAŞKA NELER GÖSTERECEK. BU ORTADOĞU YA ABD NİN OLUR YA KARA TOPRAĞIN. BÜYÜK KÜRDİSTAN HUZUR BULACAK MI BAKALIM. NASIL Kİ TÜRKİYE 30 YILDIR PKK İLE MÜCADELE ETTİYSE GÜÇLERİ YETİYORSA BİR 30 YILDA ONLARDA TÜRK GERİLLASIYLA VE TÜRKMİLLETİYLE UĞRAŞIR.BU ÜLKEDE HÂLÂ ÇATLI'NIN RUHU DOLAŞIYOR. BİNLERCE ÇATLI KÜRDİSTANI DAR EDER BARZANİ VE YANDAŞLARINA..TARİHİ YAZMAK TÜRK'LERİN İŞİDİR.....
|
|
KERTENKELELER-KERTİLENKELELER!
Kemal Derviş, "Yoksulluğun azaltılması için verimli istihdama odaklanmalıyız" dedi.
Derviş: 1820'de en zengin-en yoksul farkı üç kattı, şimdi 50 kat oldu
BM Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş'e göre küreselleşme dünyada yüz milyonlarca insana yoksulluktan kurtulma fırsatı sunmasına rağmen eşitsizliğe de yol açıyor. Bu nedenle küreselleşmeyi daha kapsayıcı ve daha adil hale getirmek için çok şey yapılması gerekiyor.(BASINDAN)
biliyorsunuz 1820 li yıllarda dünyada kölelik devam ediyordu.
bu dönemde köleler bile şimdiki "özgür"insanlardan daha iyi durumda idi. baksanıza resmi verilere göre zengin-yoksul arasında ki fark 50 kat. o dönemlerde devletlerin almış olduğu vergilerle günümüzdeki vergileri kıyaslayın. eskiden alınan vergilerin birkaç kalemden oluştuğunu tarih okumuş herkes bilir. ama şimdi 100 ün üzerinde vergi enflasyonu var. modern devletler vatandaşına daha iyi hizmet etmek için vatandaşın neredeyse son kuruşuna kadar elinden alıyor. vatandaşını açlığa terk ediyor. güya amacı vatandaşına daha iyi hizmet etmek.
ülkemizde sabahları işe gedin ve akşamları işinden dönen çalışanlara bakıyorum. otobüsler balık istifi,tıklım tıklım,nefes alınmıyor. insanlar mutsuz,yorgun,bıkkın,ezilmiş. aldıkları ücretle karınlarını bile zor doyuruyorlar. en düşük ücretliden bile vergi alınıyor. Avrupa'daki hastaneler neden pahalı ve bomboş.Çünkü insanlar kolay kolay hastalanmıyorlar.hasta az olunca hastaneler de pahalı.bir ülkenin gelişmişliği nedir?kasasının tıka basa dolarla dolması mı? zenginliğin gelişmişliğin ölçütü nedir?doların çokluğu mu yoksa ak insanların mutlu, sağlıklı, huzurlu,sıkıntısız bir hayat sürmesi midir? gelişmişliğin son hedefi vatandaşlarını mutlu, sağlıklı,eğitimli,huzurlu yaştmak değil midir?
O zaman sorun nerede? Gelir dağılımındaki adaletsizlikte mi? Hak ve özgürlüklerin yeterince kullanılmamasında mı? eğitimsizlikte mi? Nerede bu sorunun cevabı? neden bu ülkedevebaşka ülkelerde çok küçük bir azınlık bu dünyanın tüm nimetlerinden(imkanlarından) neredeyse sonsuz denecek kadar yaralanırken,büyük bir çoğunluk sefalet içinde yaşamaya mahkum.
Bana göre çağımızdaki devletler ve kurucuları köleliğe karşı savaş açıp kölelik düzenlerini yıkarak, kendileri kölelik düzenini daha ağır olarak geri getirdiler. sadece değişen "efendiler" oldu. önceden sade vatandaşları kral ve alilesi sömürürken şimdi ise sömürenlerin sayısı artmış,ve sırayla yönetime geçerek sürekli yeni sömürenler ortaya çıkmakta. insanlar daha özgür ya şimdi!!.....
bir insan kiracı ise evsahibine bağımlıdır,özel otomobili yoksa uluşım için belediye otobüsüne bağımlıdır,memur ise devlete bağımlıdır,işçi ise patrona bağımlıdır, elektrik öğrenci ise öğretmenlere ..... bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
şimdi sorun kendinize.kim nasıl ne şekilde bağımlı-bağımsız. kim kime muhtaç. İllaki insan her istediğini yapamaz. seyahat etme özgürlüğünü bir başkasına bağımlı yapıyorsa nasıl özgürdür? mülkiyet edinme özgürlüğünü maddi yetersizlikten dolayı yerine getiremiyorsa nasıl özgürlüktür?
sonuç olarak günümüz modern dünyasında bizler çağdaş köleler olarak efendilerimize hizmet etmekteyiz.çağlar öncesi kapandığı iddia edilen "kölelik" düzeni modern bir tarzda devam etmektedir.
YANİ GÜNÜMÜZDE İNSANLAR KERTENKELELER-KERTİLENKELELER OLMAK ÜZERE İKİ GRUBA AYRILIYORLAR. VARIN SİZ KENDİNİZ KARAR VERİN HANGİ GRUBTA OLDUĞUNUZU....
|
İNÖNÜ ERMENİ MİYDİ?
Mehmet şevket Eygi / MİLLİ GAZETE
"İsmet Paşa, Mustafa Kemal Paşa’nın öldüğüne çok üzülmüş göründü ama işin içyüzü öyle değildir... Zaten dargındılar. Hattâ bir rivayete göre Atatürk ölüm döşeğindeyken İnönü’nün öldüğünü sanıyordu. Bu yüzden onun çocuklarına burs bağlanmasını vasiyet etmişti, Atatürk’ün vasiyetinin tamamı henüz açığa çıkartılmamıştır. Gizli tutuluyor. Niçin? Onu açıklamaktan korkanlar var. Korkularının, çekinmelerinin sebepleri ve gerekçeleri nelerdir? Onları da bilmiyoruz.
İsmet Paşa Cumhurbaşkanı olunca “Millî Şef” unvanını aldı. Şef, Almancadaki Führer’în Türkçesidir. İtalya’da Duçe...
Paşa paralara ve pullara kendi resmini koydurttu. Atatürk’ün ev hapsinde tuttuğu Kazım Karabekir Paşa’yı Meclis Başkanı yaptı. Sağa sola heykellerini, büstlerini diktirdi. Zahiren ah Atatürk, vah Atatürk diyordu ama saman altından kendi saltanatının temellerini atıyordu.
Atatürk ölünce saltanat taraftarları ümide kapılmışlar, Mısır’da yaşayan Şehzade Ömer Faruk Efendiyi tahta çıkartmak için harekete geçmişlerdi. Son Halife Paris’te yaşıyordu ama ihtiyarlamıştı...
Bazıları İsmet İnönü’yü demokrat zihniyetli biri olarak göstermeye çalışıyor. Onun demokratlıkla en ufak bir alakası yoktur. Çoğulculuğa, aykırı fikir ve görüşlere, en ufak bir muhalefete, en doğru bir tenkide tahammülü yoktu.
1944’te milliyetçileri ve Türkçüleri toplattırmış, İstanbul Bahçekapı’daki Sansaryan hanındaki tabutluklara koydurtmuş, feci işkenceler yaptırtmıştı. O tarihte ben çocuktum, Galatasaray’ın Ortaköy’deki ilk kısmında yatılı okuyordum. Rahmetli Hamdune teyzem Cağaloğlu’nda kızı ve damadı ile birlikte oturuyordu. Aynı sokakta Emniyet Birinci Şube Müdürü de ikamet ediyordu. Kısa boylu bir zattı, hanımı Giritliydi, mükemmel Rumca bilirdi. Bir hafta sonu tatilinde teyzeme gelmiştim. Emniyet Müdürü ve ailesi misafirliğe geldiler. Müdür tabutluklarda yapılanları anlattıydı. Dün gibi hatırlıyorum... Daracık hücrelermiş... Tepede kocaman bir ampul, altındaki milliyetçinin beynini kaynatıyormuş. Yere çömelemesinler diye dizlerinin eklem yerlerine sopalar bağlamışlar...
İnönü zamanında bir yandan solculara ve komünistlere de baskı ve zulüm yapılıyordu ama el altından birtakım kızıl şahıslar destekleniyordu.
İnönü başa geçince Müslümanlar ümitlenmişlerdi ama hava aldılar. Onun zamanında bütün din mektepleri kapalıydı. İlahiyat fakültesi yoktu. Cami hizmetlisi yetiştiren hiçbir eğitim müessesesi yoktu. Hocasız köylerde, civardan imam getirilinceye kadar bazen cenazeler kokuyordu.
Medyada kalemşörlük yapan biri kalkmış, “Adnan Menderes, İnönü’den daha fazla diktatördü” diye yazmış. Tamamen hezeyandır. Menderes, İnönü’nün yanında Zemzemle yıkanmış gibidir.
Menderes zamanında baskı yapılmadı mı? Çok yapıldı. En fazla uyanık, şuurlu, idealist Müslümanlar ezildi. 1953’te Malatya’da Ahmet Emin vurulunca bütün yurtta Müslümanlara karşı terör ve dehşet kasırgaları estirildi, toplu tutuklamalar yapıldı.
İnönü zamanında camilerin 10’da sekizi kapalıydı. Bunlar CHP’nin oligarşik rejimi devrildikten sonra halk tarafından tamir edilmiştir.
Hafızasını yitirmiş bir toplum haline geldik. Yakın tarihimizi bilmiyoruz. Atatürk konusunda ileri geri konuşmak yasaktır. “İnönü’nün Hatırasını Koruma Kanunu” diye bir kanun yok. Bari 1938 ile 1950 arasının gerçek tarihi yazılsın.
Atatürk ile İsmet Paşa niçin darıldılar, bozuştular, hattâ çok sert şekilde münakaşa ettiler?
İsmet Paşa Atatürk’e ne dedi ve huzurdan çıktı?
Atatürk ile bozuştuktan sonra İnönü, devrin Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi hocaya gidip dert yanmıştır.
Atatürk’ün onulmaz bir hastalığa yakalandığını ve uzun müddet yaşamayacağını biliyordu...
Stadyuma gitmiş, halka kendisini alkışlattırarak Atatürk’e nisbet yapmış, meydan okumuştur. Atatürk buna son derece kızmış ve sinirlenmiştir.
Gazeteci ve tarihçi Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu anlatmıştı. Bir gece geç vakitlerde bir iki kişi Cumhuriyet matbaasına gitmişler, kalıplarda değişiklik yaptırmışlar ve birkaç nüsha gazete basmışlar. O değişiklik neydi? Kimin için yapılmıştı? Bunları yazamam.
Ölümünden yarım asır geçmeden karşımıza allanmış pullanmış, sırma saçlı, sürmeli gözlü bir İsmet Paşa çıkartılmıştır. Atatürkçü mü Atatürkçü, devrimci mi devrimci, halkçı mı halkçı, iyiler iyisi, güzeller güzeli, devletin sadık hadimi, millet ve memleketin hizmetkarı... O gerçekten böyle miydi? Yoksa tarih ve gerçekler tahrif mi edildi?
Günlük BUGÜN gazetesini yayınladığım yıllarda, yakın tarihimizi iyi bilen bir zata “İkinci Adam Efsanesi” başlığı ile bir kitap yazdırtmış ve bunu gazetede tefrika ettirmiştim. O kitapta, bugün anlatılanlara hiç benzemeyen zalim ve makyavelist bir İnönü tasvir edilir.
İsmet Paşa özbeöz Türk müydü?
Ölüm döşeğinde iken bir komaya giriyor, bir açılıyordu. Zihninin berraklaştığı bir sırada yanında bulunan Kemal Satır’a “Kemal kütüphaneye git, Ermeni alfabesinde kaç harf vardı, onu bana öğreniver...” demiştir. Bunu o zamanın Milliyet gazetesinde okumuştum. Paşa, ölümüne birkaç saat kala niçin aklını Ermeni alfabesine takmıştı.
1986’da Van’a gittiğimde eskî müftülerden Şeyh Reşid Efendi ile tanışmış ve görüşmüştüm. İnönü’nün kökeni hakkında bana acayip şeyler söylemişti...
Validesi çok dindar bir kadındı. Onu üzmemek (veya ondan korktuğu) için Ramazan’da oruç yediğini saklardı.
Çok kindardı. Adnan Menderes ve iki bakanı onun kininden asılmıştır.
Gençliğinde Halıcıoğlu’ndaki Mühendishane-i Berri-i Hümayu’nda (Kara Harp Okulunda) seccadesini göze görünür yerlere sererek namaz kılarmış.
1960’lı yıllarda bir gün Cağaloğlu’ndaki Millî Türk Talebe Birliği’ne gelmiş, gençlerle sohbet etmişti. O tarihte Birlik solcuların elindeydi. Sohbet esnasında şu mealde bir laf etmişti: “İki şeye hâlâ aklım ermiyor. Birincisi yazıyı nasıl değiştirebildik. İkincisi kadınları nasıl açabildik...” (Gazete koleksiyonlarına bakılabilir.)
Saltanat zamanında hanımı çarşaflı ve peçeli gezermiş. Hatta eve erkek misafirler geldiğinde onlara görünmez, çayları veya kahveleri kapıyı tıkardatarak verirmiş.
Bendeniz devr-i İsmet’i yaşadım, gördüm. Halkın büyük kısmı sefalet içindeydi. Köylüler genellikle çarık giyerdi. Çıplak ayakla gezen çoktu. Ülke veremden, sıtmadan, frengiden kırılıyordu. Sosyal sigorta ve sosyal adalet yoktu. Memleket bit istilasına uğramıştı. Halkın yüzde seksenini oluşturan köylülerin çoğu yırtık pırtık elbiseler giyerdi. “Halkın hali nedir?” diyeni içeri atarlar, komünistlikten mahkum ederlerdi. Eski Bayındırlık bakanlarından Sırrı isminde bir zat (Soyadını unuttum) bir generale özel bir mektup yazıyor, içinde “Paşam bu memleketin hali ne olacak” şeklinde bir cümle sarf ediyor. Mektup ele geçti, eski bakan tutuklandı, 15 sene hapis yattı.
Zonguldak vilayetinde, kömür madenlerinde mecburi işçilik vardı, kaçanlara asker kaçağı muamelesi yapılırdı.
İsmet Paşa uçağa binmeyi sevmezdi, kendisine mahsus lüks bir Beyaz treni vardı, onunla gezerdi.
Oğullarından biri İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okurken, Dolmabahçe sarayını yurt olarak kullanmıştır. (Eski Tokat milletvekili Ahmet Gürkan’ın şimdi adını unuttuğum bir kitabında bu konuda bilgi vardır.)
İnönü zamanında Ezan-ı Muhammedi okumak yasaktı. Minarelerden Tanrı uludur diye bağırılırdı. Ankara’da Hacı Bayram Veli Camii Şerifinde Cuma namazı esnasında Arapça Ezan okuyan Ticanî tarikatına mensup Müslümanlar namazdan sonra camiye yakın Birinci Şubeye getirilir ve eşek sudan gelinceye kadar dövülürdü.
Bir hususu itiraf etmeliyim: İsmet paşa zamanında bu kadar kokuşma, rüşvet, hortumlama, hırsızlık, millet malını çalma, Belediyeleri sövüşleme yoktu. Zaten fazla para da yoktu. Devletin bütçesi topu topu 300 küsur milyon liraydı...
Allah’ım bir hakikat kalmasın âlemde nihan..."

|
ORTADOĞU KAOSU
İSRAİLİN KATLİAMI DEVAM EDİYOR.
NE YAZIK Kİ DİĞER DEVLETLER BUNLARI SADECE İZLİYOR.
ZALİMİN ZULMÜNÜ SEYREDEN TÜM DEVLETLERDE, İSRAİL GİBİ ZALİMDİR. FİLİSTİNDE LÜBNAN DA KATLEDİLEN BU MASUM ÇOCUKLARIN HAKKINI NASIL ÖDEYECEĞİZ. DEVLETLERİN VE TÜM İNSANLARIN HAKLARINI, ÖZELLİKLE YAŞAMA HAKKINI GÜVENCE ALTINA ALAN BM VE AB DEN NEDEN SES ÇIKMAZ? ANLAMAK HİÇ TE ZOR DEĞİL. ONLARA GÖRE İSLAM OLANLAR, İNSAN DEĞİL VE MÜSLÜMANLARIN İNSAN HAKLARIDA OLAMAZ.
NE ACI;KAFİRLERDEN MEDET UMMAK,YARDIM DİLEMEK.
EY GAFİLLER! NE ZAMAN SÖZLERİNİZ BİTECEK.HER KAFADAN AYRI BİR SES.
YETER ARTIK DUR DİYELİM KATİLLERE.
HAÇLI SEFERLERİNDE, YAHUDİLERİ DE MAŞA OLARAK KULLANAN BATI, MÜSLÜMANLARIN SESİNİ Mİ DUYACAK SANIRSINIZ? BUNDAN BÜYÜK GAFİLLİK OLAMAZ.KATLEDİLEN BU ÇOCUKLARIN HAKKINI KİM NASIL ÖDEYECEK? BİZLER BUNUN HESABINI ALLAHIN HUZURUNDA NASIL VERECEĞİZ.
AFFET ALLAH'IM BİZİ. BİZLER SANA LAYIK KUL OLAMADIK.SANA VERDİĞİMİZ HİÇ BİR SÖZE SADIK KALAMADIK.
AFFET BİZİ.İSRAİL MÜSLÜMANLARI KATLEDERKEN BİZLER KENDİ DÜNYAMIZ DA YAŞAMAYA DEVAM ETTİK.
ARA SIRA AKLIMIZA GELDİKÇE BAĞIRDIK, PROTESTO YAPTIK.SÖZÜN BİTTİĞİ YERDE EYLEMİN BAŞLAYACAĞINI UNUTTUK.
VALLAHİ BU KATLİAMLARDAN HEPİMİZ SORUMLUYUZ.BİZLER SADECE KENDİMİZİ ALDATIYORUZ.ALLAH'A VERDİĞİMİZ SÖZLERE SADIK KALSAYDIK BÖYLE Mİ OLURDUK HİÇ
|
APO-MİT(ERGENEKON) BAĞLANTISI
APO-MİT bağlantısını doğruladı
Türkiye'nin ilk Kürt partisini kuran yazar-şair Kemal Burkay, Aydınlık dergisinin gündeme getirdiği APO-MİT ilişkisini doğruluyor. Burkay, Dağlıca baskınını PKK'nın kendi iradesiyle yaptığını düşünmüyorum, dedi...
............
* Kimin iradesiyle yaptı?
Abdullah Öcalan PKK'yı kurarken içinde bulunduğu ilişkiler hem Türkler hem de Kürtler için skandaldır, trajikomiktir. MİT, kuruluş aşamasında örgütü denetledi. Öcalan PKK'yı MİT'in güdümünde kurdu. Sonra İran'ın, ardından da Suriye istihbaratının denetimine girdi. Öcalan da Suriye'nin denetlediği Bekaa Vadisi'nde kalıyordu. Bu dönemde Öcalan'la birkaç kez görüştüm. Buna bizzat tanık oldum. Nitekim Uğur Mumcu bu işin peşindeyken cesaretini hayatıyla ödedi.
ŞİDDET KÜRTLERİN ALEYHİNE
* Peki kuruluş amacı neydi?
PKK ortaya çıktığı dönemde Kürt sorunu gündemdeydi ve oldukça kitlesel tartışılıyordu. Ama barışçıl, şiddetsiz ve siyasal yöntemlerle. PKK bunu sekteye uğrattı. Hatta Kürt sorununu terörize etti. Kürt politikasını kendi içinde çatıştırdı, aşiret kavgaları çıkarttı. Kurulduğunda zaten ilk önce diğer Kürtlere yönelik saldırılar gerçekleştirdi. Bizim de çok arkadaşımızı katletti.
2001-2003 yılları arasında Siirt Cumhuriyet Savcılığını yürüten Gültekin Avcı'nın son kitabı "Kürt Buhranı" çıktı. Avcı, kitabında, ülkemizin en önemli gündem maddeleri arasında yer alan "Kürt Sorunu" hakkında önemli değerlendirmelerde bulunuyor
Abdullah Öcalan'ın karısı Kesire Yıldırım, MİT'çi Ali Yıldırım'ın kızıydı. Öcalan bir MİT mensubunun kızıyla evliydi
MİT, PKK'yı kurması için Öcalan'a 10 Milyon lira verdi
BİZ YILLAR ÖNCE DEMİŞTİK
İLGİLİ YAZILAR İÇİN LİNKLERİ TIKLAYIN
http://www.cafesiyaset.com/haber/20080719/Genelkurmay-Apo-ile-ne-gorustu.php
|
TARİH İNTİKAMINI MI ALIYOR ?
Osmanlı'yı, İngilizler'le beraber olup arkadan vuran Arap'lar yıllardan beri huzur yüzü göremediler.Allah'ın gazabına mı uğradılar acaba? Yıllar önce dost bildikleri "kafir" İngilizler Filistin'e Yahudileri yerleştirmeye başladığında Kafirden dost olmayacağını anlamaları gerekirdi. Ama hala bunu anlayabilmiş değiller.
İsrail'in Filistin ve Lübnan'a olan saldırısında Arapların hiç sesi çıkmıyor. Neden acaba? Sam amca arapların sesini mi kıstı? Türkiye'de Mısır Büyüklçisinin verdiği resepsiyona İsrail Büyükelçisi de çağrılıyor. Ne biçim iş bu? Filistinde'ki Arapların hakkını Araplardan başka herkes savunuyor.
Acaba Arapların Osmanlı'ya yaptıkları ihanetin bedelini ödediklerini mi düşünüyor da ses çıkarmıyorlar.
|
BATININ BASTIĞI YERDE OT BİTMEZ!..
Tarihe baktığınızda batının sömürgeci zihniyetinin çok acımasız ve vahşi olduğunu görürsünüz. Batı efendi ilan etmiştir kendini,diğer uluslar ise onlar için hizmetkar..
Fransızların Cezayir'de 3 milyona yakın insanı katletmesi, Ruanda da zencileri iki gruba ayırarak 3 milyon Tutsi'nin Hutular tarafından katledilmesi yine Hollan dalıların Güney Afrika'da yapmış oldukları katliamlar,ABD nin Vietnam'da Afganistan'da Irak'ta yapmış oldukları...
Diğer batılı ülkelerin yapmış oldukları yüzlerce katliamlar..
bütün bunlar neden olmuştur. Sömürge sınırlarını genişletmek,sömürmek için. 18 ve 19 yy larda hızlanan sömürgecilik anlayışı enerji kaynaklarının özellikle petrolün azaldığı günümüzde yeniden hız kazanmış görünüyor.BM denilen örgütte günümüzde bu sömürge işgali konusunda ve yapılan katliamlarda sessiz kalmaktadır. Çünkü BM de bu sömürgeci devletlerin elindedir. Bunların aleyhine karar çıkması mümkün değildir.
Yıllarca insan hakları, demokrasi,barış söylemleri ile nutuk atan BM ve AB Filistin Lübnan Irak, Afganistan Çeçenistan ve Dünyanın diğer yerlerinde olup bitenlere seyirci kalmaktadır.
İslam dünyası da bunlar dan medet ummaktadır. Ne salakça ve aptalca bir düşüncedir.İslam dünyası Kafire muhtac olmuş kendi meselelerini bile bunların çözmesini beklemektedir.
İsrail in işgali karşısında islam dünyası paramparça olmuş( Oldurulmuş) eli kolu bağlanmıştır.
EY ZAVALLI ,KENDİLERİNİ BİLE YÖNETMEKTEN ACİZ OLAN İSLAM DÜNYASININ YÖNETİCİLERİ.
SİZLER BUNUN HESABINI NASIL VERCEKSİNİZ ALLAH'IN HUZURUNDA.
EĞER SİZ ALLAH'A İNANIYOR VE BUNU DÜŞÜNÜYOR OLSAYDINIZ ÇEKİLİRDİNİZ VEYA MÜCADELE EDERDİNİZ.
SİZLER RİYAKAR, MÜNAFIK,MÜŞRİK,KAFİR,MÜRDET SIFATLARINDAN HANGİSİNE LAYIKSINIZ ACABA.
Batı refah içinde yaşarken sizler halkarınız için neler yapınız.
Batı daki inasanlar insan haklarını ve özgürlüklerini sonuna kadar kullanırken müslümanlar bunu neden kullanamıyor.
BIRAKIN BATINI UŞAKLIĞINI ARTIK.BATININ SİZE İHTİYACI KALMAZSA BAŞINIZA NELER GELECEĞİNİ BİLMİYORMUSUNUZ.
BAKIN SADDAM'A DERS ALIN.
BATININ GİRDİĞİ YERDE HUZUR OLMAZ.KAOS KARGAŞA SAVAŞ KAN VE GÖZYAŞI HAKİM OLUR..
İŞTE O İKİLİ

DÜNYAYI İSTEDİKLERİ GİBİ YÖNETMEYE ÇALIŞAN DEVLETLERİ SİLAH ZORUYLA "DEMOKRATİKLEŞMEYE" ZORLAYAN İKİ SOYTARI.
BUNLAR Kİ ORTADOĞUYU Şİİ,SÜNNİ,KÜRT,TÜRK,ARAP,ACEM DİYE PARAÇALARA AYIRIP GÜÇLERİNİ BU BÖLGEDE PEKİŞTİRECEK POLİTİKLARLA ORTADOĞUYU KAN GÖLÜNE ÇEVİREN İKİ ŞEYTAN...
BU İKİ ŞEYTAN İSLAMİYETİ ORTADOĞUDAN VE AŞAMALI OLARAK YERYÜZÜNDEN KAZIMAK İSTİYORLAR..
EY AHMAKLAR TARİHTE SİZİN GİBİ OLAN FİRAVUNLARIN BAŞINA NELER GELDİ DE SİZ BİLMEZSİNİZ.
BİR GÜN FİLİSTİN'DE,LÜBNAN'DA,IRAK'DA SİZİN KATLETTİĞİNİZ BEBEKLERİN İNTİKAMI MUTLAKA ALINACAK..
TARİH SİZİN GİBİ LANET ŞAHSİYETLERLE DOLU..
MERAK ETMEYİN APTAL ADAMLAR AYNI LANET SİZİN ÜZERİNİZE OLACAKTIR.
ALLAH'IN ADALETİ BİR GÜN MUTLAKA TECELLİ EDECEKTİR.
SİZİN PLANLARINIZI ELBETTE ALLAH BOŞA ÇIKARACAKTIR.
ALLAH'IN,PEYGAMBERLERİN,MELEKLERİN LANETİ ÜZERİNİZE OLSUN
BEN ÖĞRETMENİM

ÖĞRETMENLER YİNE EYLEMDE. ARKASINDAN SORUŞTURMA VE CEZALAR..YAKLAŞIM 8 YILDIR BU TÜR EYLEMLER YAPILIR AMA SONUÇ HEP AYNI; HÜKÜMET HEP 1:0 ÖNDEDİR BU BÖYLE BİTER..
NEDEN BİR SONUÇ ALINAMAZ? EYLEMLER "DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN" MANTIĞI İLE YAPILDIĞINDAN, TÜM ÖĞRETMENLERİN BU TÜR EYLEMLERE İNANMADIĞINDAN VE EYLEMLERİN TOPLUMU VE HÜKÜMETİ SARSACAK GÜÇTEN YOKSUN OLDUĞUNDUNDIR. SON EYLEMLERE TÜM SENDİKALARDAN İSTANBUL'DA 5-6 BİN KİŞİ KATILMIŞTIR. SENDİKALARIN ARTIK DURUP DÜŞÜNMESİ LAZIM. BU TÜR CILIZ EYLEMLER BİR FAYDA SAĞLAMIYOR. AKSİNE ZARARLI ÇIKAN HEP ÖĞRETMENLER OLUYOR.
SES GETİRİCİ EYLEM Mİ İSTİYORSUNUZ?
ALIN SİZE EYLEM..
ÖSS SINAVLARINDA TÜRKİYE'NİN TÜMÜ DEĞİL, SADECE 4-5 BÜYÜKŞEHİRDE EYLEM YAPILACAK
1-GÖREVLER KABUL EDİLİECEK
2-SINAV TARİHİNDEN 2 GÜN ÖNCE 3 GÜNLÜK RAPOR ALINACAK
3- SINAV GÜNÜ GÖZETMENLER SINAVA GELMEYECEK
SONUÇ NE OLUR?
BÜYÜK BİR SES GETİRECEĞİ KESİN.
ÖSS SINAVI İPTAL OLUR.
SINAVLAR YENİLENMEK ZORUNDA KALIR
SINAVLAR İPTAL EDİLMEZSE İDARİ DAVALAR ACILIR. BU DAVALAR SONUCUNDA MADDİ DAVALAR TAKİP EDEBİLİR(MEB VEYA YÖK ALEYHİNE)
O ZAMAN MEB BELKİ BİRAZ DÜŞÜNÜR
BOP BOK OLUYOR!...
Son zamanlarda böyle bir harita dolaşıyor sitelerde. ABD tarafından yayınlanan bu harita BOP un son şeklini veriyor. ülkemizde bazı çevreler SEVR hortlatılmak isteniyor diye bağırırken ne yazık ki ATATÜRKçü liberal,demokratik ılıman islamcı,geçinenler dinler arası diyalog çığırtkanlığı yapanlar,"yok efendim sevrin hortlaması falan yok"diyerek milletimizi uyutanlar,iyi baksınlar bu haritaya. Ya gerçekleşirse nasıl verecekler hesabını.Darağacına giderken ABD veya AB li dostları olacak mı yanlarında.
10 yılda IRAK ne hale geldi.Kürdistan kuruldu,gelecek 20 yılda bu haritanın gerçekleşmeyeceğini kim garanti edebilir.
*Harita BOP'un son şekli* Stratejistler ve uzmanlar ABD Silahlı Kuvvetler
dergisinde yayımlanan yorum ve Türkiye'nin de parçalanmasını içeren
haritanın 'tesadüf eseri olmadığını' vurguladılar
*ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - *ABD Silahlı Kuvvetler dergisinde emekli Albay
*Ralp Peters* 'ın yazdığı makale ve bu makaleye ek olarak konulan harita,
Büyük Ortadoğu Projesi'nin son şekli olarak değerlendirildi.
Haritaya göre Ortadoğu dini ve etnik olarak bölünürken ABD, enerji
kaynaklarını ve enerji hatlarının güzergâhını, kendi kurdurduğu Özgür
Kürdistan ve Şii Arap devletlerine bırakıyor.
Vah benim güzel vatanım.
EY!KENDİNİ DÜNYANIN EFENDİLERİ ZANNEDEN AHMAKLAR. BİLMEZİSİNİZ Kİ TÜRK MİLLETİNİN VATANI İÇİN KANININ SON DAMLASINA KADAR SAVAŞACAĞINI.
ŞUNU İYİ BİLİN Kİ BU TOPRAKLAR SİZİN MEZARINIZ VE SONUNUZ OLACAKTIR...
SİZİN BOP DEDİĞİNİZİ BOK YAPACAĞIZ..
KARŞINIZA ELBET BİR SELAHADDİN EYYUBİ ÇIKACAK.
ORTADOĞUDA YİNE KUYRUĞUNUZU ARKANIZA KISTIRIP ARKANIZA BAKMADAN BİLE KAÇACAKSINIZ BURALARDAN.
ASLA BÖLEMEYECEKSİNİZ BİZLERİ.
SİZİN ATTIĞINIZ HER BOMBA BİZLERİ DAHA DA BİRLEŞTİRECEK.
ATTIĞINIZ HER BOMBA KİN VE NEFRET TOHUMLARI OLARAK GELİŞİP SERPİLEREK SİZLERE FAZLASIYLA GERİ DÖNECEK.
SİZLER BURADA VE EVLERİNİZDE RAHAT MI EDECEĞİNİZİ ZANNEDİYORSUNUZ.
DİNLER ARASI DEĞİL CEMAATLER ARASI DİYALOG!
Durup dururken aklıma geldi birden.
Yıllar önce "Dinler Arası Diyalog"
kavramı atıldı ortaya
Toplantılar,görüşmeler,konferanslar,paneller düzenlendi. Peki sonuçları ne oldu?
Sonuçları müslümanlar için iç açıcı olmadı.
Hristiyan ve yahudiler kazançlı çıktı.
müslümanlaların toprakları işgal edildi.
yahudiler ve hrıstiyanlar işgalci oldular
müslümanlar katledildi
Hristiyan ve yahudiler katletti.
İnsan hakları sadece "onlara" uygulandı
Müslümanlar "insan "yerine konmadı
"onlar" zenginleşti
Müslümanlar fakirleşti
"onlar" peygamberimize her türlü hakareti yaptılar
Müslümanlar bu hakaretin karşlığını bile veremediler.
Tarih boyunca birbirine düşman olan yahudiler ve hristiyanlar birleşerek müslümanlar üzerine saldrdılar.
Müslümanlar kendi aralarında paramparça olarak saldırıya karşı koyamadılar
daha bu listeyi uzatmak mümkün.
Yapılması gereken müslümanların biribirlerini tanımak,iletişim kurmak, anlamak ve ortak bir payda etrafında birleşmek olmalıydı.
Bunun için de dinler arası diyalog yerine islam cemaetleri ve mezhepleri arasında bir diyalog yapılmalıyd.
Bu gün islam coğrafyasnı incelediğizde;
aslında varlık içinde yokluk çektiklerini
sömürüldüklerini
paramparça farklı hiziplere bölündüklerini görürsünüz.
Petrol ve doğalgaz kaynaklarının büyük bir bölümü islam ülkelerinin elinde olamsına rağmen ekonomik,sosyal bilimsel alanda en geri bırakılmış ülkeler islam ülkeleridir.
bunun temel nedeni islam ülkelerinin paraçalanmış olmalarıdır.
Aynı zamanda islam ülkeleri de her biri kendi arasında parçalara ayrılmıştır.
İMAMESİ OLMAYAN TESBİH TANELERİ GİBİYİZ...ASLINDA BIRBIRINI TAMAMLAYAN BIR BUTUNUN PARCALARI OLAN ISLAMI CEMAATLER SU AN BIRBIRI ILE UGRASMAKTADIRLAR... BIRBIRLERINI "PARTICILIK, MISYONER-DIALOGCU,RADIKAL-TASAVVUF DUSMANI, MUSRIK, TAVIZCI, ...VS ILE SUCLAYAN MUSLUMAN CEMAATLER, BIR LİDERİN ETRAFINDA BIRLESTIKLERI AN, BIRBILERI ILE UGRASMAYI BIRAKIP, BIR BUTUNU OLUSTURAN TEMEL PARCALAR OLDUKLARINI FARKEDECEKLER VE O ANA KADAR UZMALAŞTIKLARI KONULARDA İŞ BOLUMUNE GIDECEKLERDIR...!SU AN ONLARIN BIRLESMESINE ENGEL OLAN EN BUYUK BELKI DE TEK NEDEN, ISLAM HUZUR TOPLUMUNUN OLUSMASINA ENGEL OLANLARA KARSI MUCADELE ETMEDE ,SORUNLARI COZMEDE ,HEDEFE ULASMADA KULLANDIKLARI FARKLI METODLARDIR...
BOYLECE KULLANDIKLARI FARKLI METODLARIN SU AN YAPTIKLARI GIBI BIRBIRLERINI SUÇLAMAYA BIR SEBEP DEGIL , IDEAL HUZUR TOPLUMUNU OLUSTURDUKLARIN DA BIRBIRLERINI TAMAMLAYAN VE BIRBINE IHTIYAC DUYAN, BIR DIGERI OLMADAN KENDININ DE VAR OLAMAYACAGI BIR BÜTÜNÜN OLMAZSA OLMAZ PARÇALARI OLDUKLARINI FARKEDECEKLERDIR..., ASLINDA AYRI,FARKLI VE DUSMAN DEGIL, BIRBIRINI TAMAMLAYAN BIR ARAYA GELINCE PARCALANAMAZ BIR GUC OLDUKLARINI ANLAYACAKLARDIR...
BIRBIRLERI ILE ISLAMI CEMAATLERIN UGRASMALARI SADECE COZUM YOLUNDA URETTIKLERI METODLARIN FARKLILIGIDIR...IDEAL ISLAM TOPLUMUNDA ISE BU FARKLILIKLAR BIRER IHTIYAC VE LUZUM , MUTLAKA OLMASI GEREKEN FARKLI ZENGINLIKLER BUTUNU OLACAKLARDIR.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
Facebook beğen |
|
|
|
Bugün 9 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı! |